Cinayet romanları ya da polisiye romanlar denince aklımıza ilk gelen isim şüphesiz Agatha Christie’dir.Hemen hemen her romanı esrarengiz bir şekilde sonlanır.Çoğunlukla suçlular hiç tahmin edemediğimiz,aklımıza en son gelecek kişilerdir.Bu sıradışılık Agatha Christie’yi en beğenilen yazarlardan biri yapar.
Agatha Christie’nin en önemli roman kahramanı ise müthiş zekası ile her problemi çözmeyi başaran dedektifi "Hercule Poirot"dur.Ölümle Randevu ismini taşıyan bu romanında Christie dedektifi Poirot’u bu sefer çok uzak diyarlara,kutsal topraklar diye adlandırılan Kudüs’e gönderiyor ve ondan şüpheli bir ölümü aydınlatmasını istiyor.Kahramanımızın işi bu sefer her zamankinden daha zor çünkü bu cinayeti aydınlatması için önünde sadece yirmi dört saati var.Kurban bu sefer "Boynton" isimli bir bayan ve cesedi Petra kayalıklarının tepesinde şişmiş bir şekilde bulunuyor.Bayan Boynton etrafındaki insanlar tarafından pek sevilmeyen hatta Poirot’un nefret ettiği insanlar arasında yer alan biridir.Poirot’da bunun bir cinayet olduğu fikrine uyandıran şey ise bir gece penceresinden dışarıya bakarken duyduğu iki genç adamın konuşması ve cesedin üzerinde bulunan iğne izidir.Ölümle Randevu isimli bu roman Christie’nin yayımlanmış diğer romanlara nispeten biraz daha heyecanlı.